19-20 Nisan 2003 Hasan Dağı Zirve Faaliyeti


Orijinal Yazı: Volkan Güven

Kaynak: Volkan Güven

Etkinlik: Hasan Dağı  zirve faaliyeti

Etkinlik Tarihi: 19-20 Nisan 2003

Etkinlik Yeri: Hasan Dağı / Aksaray

Ekip: İsmail Dindar, Özgün Balaban ve Volkan Güven

19 Nisan Cumartesi: Aşti’den Ağaçlıya sabaha karşı 5:30 indik. Continental kahvaltılarımızdan sonra saat 7’de gelecek olan Aksaray dolmuşlarını beklemeye başladık. Ama ne oradan Aksaray’a ne de Aksaray’dan Helvadere’ye pek dolmuş ile yolculuk etmedik(edemedik). Hafta sonları Helvadere’ye giden tek dolmuşun 13:30 da kalktığını 7:30 gibi bir saate öğrendikten sonra bir dizi  otostop macerasından  sonra Helvadere’ye ulaştık. Dağ her zamanki ihtişamıyla bizi bekliyor fakat bulutlardan dolayı zirveyi göremiyoruz, hava biraz can sıkacak gibi.

Saat 13:00 gibi yürümeye başlıyoruz. İlk olarak Viran Şehir harabelerini geçiyoruz. Ağaçların arasından yukarılara doğru tırmanıyoruz. Sonra önümüze çıkan bir toprak yolu izlemeye başlıyoruz ve dağ evi uzaktan kendini gösteriyor. Dağ evine yaklaşırken bir sürüye rastlıyoruz, kaçınılmaz olarak ta çoban köpeklerine. 4 azman kangal köpeğiyle 3 farklı kişinin 3 farklı tepkisini gördükten sonra  sağ olsun sürünün çobanı olan yaşlı amca yanımıza geldi. Kısa bir sohbetten sonra yolumuza devam ettik. Toprak yoldan asfalta ve kısa süre sonra dağ evinin toprak yoluna çıktık. Hava gittikçe kapanıyor ve rüzgar artıyor. Çantaları evin önüne koyup keşfe çıkıyoruz Etrafta tekrar eski kalıntılar var, elimizdeki notlara göre buralarda su olması lazım ama bulamıyoruz. Daha fazla ilerlememe kararı alıyoruz. Dağ evinin konforlu ortamından ve su için etraftaki  tek tük kalmış kar birikintilerinden yararlanacağız. Ocak yakılıyor, bulgur ve patates püresi. Birazda su kaynatıyoruz. Sonrada saat 9 gibi yatıyoruz, eh işimiz çok.

Hava: Köyden beri sürekli değişken bir hava var. Açıyor kapatıyor ama dağ evine gelince rüzgar epey artıyor. Gece boyunca sürekli yağışlı.

20 Nisan Pazar: Sabaha karşı 3 gibi saat çaldı. Bana en çok koyan sabah tulumdan çıkma olayı. Özgün su kaynatmaya başladı, sonrada sosisleri pişirdi. Kahvaltıdan sonra hep beraber hem kar almaya hem de rota belirlemeye gittik. Haritalara göre rota belirlendi ama saatin erken olması içimdeki  dağa değil de tuluma gitme arzusunu körükledi. Saat 7 gibi yola çıktık, epey oyalanmışız. Hava hafif çiseliyordu. Biraz yürüdükten sonra kar başladı. Daha sonra ufak bir dere ve onun kaynağını bulduk. Bahsedilen su buymuş demek ki. Daha sonra yerde kar kalıntıları başladı.  Artık karda yürüyoruz epey özlemişiz bu duyguyu. Hava iyice kapandı sis yüzünden rotayı bulmak biraz güçleşiyor. İz açma faslı falan derken daha önceki senelerde kamp yapılan yere ulaştığımızı tahmin ediyoruz. Şimdi tek yapmak gereken küçük ve büyük Hasanın ortasından geçip boyundan yukarı çıkmamız. Ama küçük nerde, büyük nerde? Sis bazı yerlerde görüş mesafesini 5metreye kadar indiriyor. En sonunda 1 dakikalığına falan sis kalkıyor ve bütün ortamı görüyor ve yola devam ediyoruz. Kar epey sertleşiyor. Artık krampon  vakti. Daha destur demeden Özgün 3.adımda kayıyor. Hemen bir kazma darbesi ve olay tamam. Zirveye epey yaklaştık, dağın etrafını dolandık ve boyundan devam ediyoruz. Artık iz açma faslı sona erdi, İsmail en önden ,Özgün onun arkasından teker teker sisin içinde kayboluyorlar. Ve aynı sırayla “zirveeee” bağırdılar. Birkaç dakika sonra bende onlara katıldım. Tahminimizden bir saat rötarla saat 13 gibi zirveye çıkmıştık. Üçümüz içinde bu bir ilkti ve çok mutluyduk. Sığındığımız kuytu bile acayip esiyordu ve maalesef bulutlar manzarayı izlememize izin vermedi. Zirve defteri, zirve fotoğrafı, zirve çikolatası derken tekrar yola çıktık. Dönüş daha hızlı oldu tabi. Kamp havzasında kramponları çıkardık. Saatin ilerlemesiyle buradaki kar iyice yumuşamış. Kısa süreli yumuşak kar bize epey azap çektiriyor. Allah’tan diğer yerler böyle değil. İsmail önden hızlıca gittiği için Özgün ile kaynak da mola verip son kalan kekimizi yedik. Dağ evine 3 saat gibi bir sürede ulaştık. Hemen çantaları toplayıp yola koyuluyoruz. Bu sefer asfaltı takip edeceğiz.  Yola çıkar çıkmaz bir kamyonete otostop çekiyoruz. Kaç saate çıktığımız yolu 5 dakika içinde inip Helvadere’ye ulaşıyoruz. Tekrar dillere destan bir otostop macerasından sonra tekrar Aksaray’dayız.

Hava: Gene tutarsız ama genelde kapalı. Güne yağmur ile başladık, sonra kara sonra sert rüzgara dönüştü. En son tekrar yağmur ile etkinliği bitirdik.

Kar Durumu: Genelde sert ama havanın ısınmasından dolayı küçük bir alanda dize hatta bele kadar batıp zor anlar yaşadık.

Volkan Güven